logo

YAŞAM DEDİĞİMİZ ŞEY


Yaşar Geler
yasargeler@hotmail.com

Yaşamın özüne inmek gerek. Sanıyorum ülkemiz ve dünyamız varlığının en zor dönemini yaşamaktadır. Yani aslında ülkemiz ve dünyamız derken bu coğrafyalar üzerinde yaşayan insanlardan söz ediyorum. İnsanlarla birlikte diğer canlılar da hayvanlar ve bitkiler de aynı zorlukları yaşıyor.

Küresel ısınmanın getirdiği değişimler, yaşamlarını sürdürebilmek için mücadele eden evcil ve yaban hayvanları, varlığını sürdürmeye çalışan suya muhtaç bitkiler, geçinmeye çalışan, evine bir ekmek götürebilmek için mücadele eden insanlar.

 Covid 19 pandemisi ile yaşamların sönmesi, ağır tahribata uğramış bedenler, ayakta olsa bile sürünerek yaşam sürdürmeye çalışan insanlar. Hastalığı yok edeceğim diye uğraşan, canları pahasına mücadele eden ve en çok kayıp veren sağlık ordusunun çektiği zorluklar. Bu da yetmiyormuş gibi bir de saldırgan, ruh hastası insanlarla mücadele etmek zorunda kalmaları ve şiddete maruz bırakılmaları! İşten çıkarılmalar, ekmeksiz aşsız kapı önüne konulmalar. Sonrasında alınan ama yetersiz kalan önlemler. Hiçbirisi yaşamımızı normale döndüremiyor. Ya paranoyak duruma gelmiş halk topluluğu? Bir de onların bozulan psikolojileri ve ortaya çıkan koronafobi durumu yaşamımızın bir parçası halini almadı mı? Yaşlılarımızı koruyacağız diye eve tıkmalarımız bile onları koruyabilmeye yetmiyor. Çünkü yaşlısı evde ama genci sokakta! Sokaktan getirdiğini evdeki yaşlısına bulaştıran insanlar!

Ya bir de şiddete maruz kalan, katledilen kadınlarımız. Şiddet, taciz ve tecavüz olayları aldı başını gidiyor. Ne yazık ki bunlara bile engel olmakta ve korumakta bile yetersiz kalıyoruz. Hemcinsinin bile normal diyebildiği bir ortamda yaşamaya çalışıyoruz.

En can yakıcı nokta da çocuk istismarları değil mi? Gün geçmiyor ki, haber kanallarında bir çocuğa cinsel tacizde ve tecavüz girişiminde bulunulmamış olsun. Bu tür ruh hastası insanları izole etmek gerekiyor. Bunları tedavi edemezsek bu yavruları ve sağlıklı geleceklerini nasıl sağlayabiliriz? Yani ciddi ciddi toplumsal ruh sağlığı problemi yaşıyoruz.

Devletin ilgili kurumlarının bir an önce bu konuya eğilmesi ve önlem alması gerekmektedir. Aksi takdirde koskoca bir nesli yok edeceğiz. Neslin kötü geleceği, ileride telafisi olmayan ve daha da kötüleşen bir dünya düzenine evrilecektir.

Ya çöpe tutunarak yaşamaya çalışan insanlarımıza ne diyeceğiz? Her gün çöp içerinden kâğıt, naylon, plastik, metal, cam gibi atık geri dönüşüm malzemelerini toplayan ve bu yolla günlük ortalama kazançları en fazla 30-40 lira civarında olan insanların yaşam mücadeleleri içimizi acıtıyor. Bunların dışında pazar atıklarından kendine yiyecek çıkarmaya çalışan insanlarımız da cabası!

Yaşamın zorluğunu askıda ekmek, askıda fatura, yardım kampanyaları, dilenen insanlar, kırmızı ışıkta mendil satan çocuklar, bir lira alabilmek uğruna cam silmek için mücadele veren insanların durumu! Borcunu alamadığı ya da alacağını tahsil edemediği için canlara kıyan insanların varlığı yaşamın ta kendisi değil midir?

Yollarda tahammülsüz insanlar, yol verme-vermeme psikopatlığı üzerinden kavgalar ve can almalar yaşamın gerçekliği değil midir?
Tarlasında yetiştirdiği ürününü 20-30 kuruşa dahi satamayan ama kentlerde o tür ürünlerin üç-dört lira fiyatla satıldığı gerçeğine ne demeli?
Yetiştirdiği hayvanını satamayan, arazisini işleyemeyen köylünün durumu yine içimizi yakmıyor mu? Suya hasret kalan toprağın kuruluğu ve verimsizliği, barajların boşluğu, yiyecek bulabilmek için şehir ve köy merkezlerine inen yaban hayvanlarıyla birlikte yaşamaya başladığımızı da görmekteyiz.

Neredeyse her evin bahçesi bir evcil hayvan barınma merkezine dönmüş durumda. İnsanlar bir de onların hayata tutunabilmeleri için mücadele vermektedirler.

Yani, özetle şunu söyleyebiliriz ki; bilim, bilişim ve teknoloji çağında, dijitalizmin doruk noktasında canlı yaşamları en zorlu yılını ya da çağını yaşıyor. Bakalım ilerleyen zaman diliminde neler göreceğiz. Yaşamın zorluğunu nasıl yeneceğiz ve rahat bir nefes alacağız? Bekleyip, gözlemleyelim ve görelim. Allah sonumuzu hayır eylesin!

Yaşar GELER

Paylaşın:
Etiketler: » » »
Share
#

SENDE YORUM YAZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Yüksek Seçim Kurulu Ataşehir’de Başkanlık İçin Yarışacak Adayları Açıkladı

    06 Mart 2024 Ataşehir, Ataşehir Belediyesi, Gündem, Köşe Yazıları, Manşet, Siyaset, Son Dakika, Üst Manşet

    Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak olan Yerel Seçimlerde Ataşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusu kabul edilen isimleri açıkladı. Recep Kenan / itvhaber.com 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde Ataşehir Belediye Başkan adaylığı başvurusu yapanlardan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından adaylığı kabul edilen isimleri açıkladı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından yapılan açıklamada, 31 Mart yerel seçimleri Ataşehir Belediye Başkan adaylığı kesinleşen isimler ilan edildi. ATAŞEHİR’DE 1 BAĞIMSIZ 19 ADAY SANDIK Y...
  • ‘CHP İstanbul İlçe Başkan Adayları Netleşiyor’ mu?

    17 Aralık 2023 Köşe Yazıları

    Önceki gün toplanan CHP Parti Meclisi (PM) toplantısında belirlenen 4 Büyükşehir Başkan adayı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı da açıklandı. Recep Kenan / itvhaber.com CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel tarafından CHP Parti Meclisi (PM) toplantısının ardından yapılan açıklamada, 4’ü Büyükşehir, 6 il ile birlikte 227 seçim bölgesinin belediye başkan adayının belirlendiği kaydedildi. CHP’nin 31 Mart 2024 yerel seçimleri belediye başkan adaylarının bir bölümünün ay sonuna kadar, kalan adaylıkların ise; anket, eğilim yoklaması ya ...
  • SEN ÖLMEDİN Kİ!

    09 Kasım 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz otuz sekiz. Kasım’ın onu. Hatta saat dokuzu beş geçiyor. Dolmabahçe’deve ülkede matem havası. Bedenen bitmiş bir yaşam süreci ama fikren bitmemiş ve hiç tebitmeyecek bir zaman süreci. Çünkü, bir söylevinde şöyle diyordu Gazi Mustafa Kemal Atatürk;“Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebetyaşayacaktır.” Başka bir söylevinde de “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demekdeğildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.” İşte bu söylevlerine ...
  • YÜZÜNCÜ YILINDA CUMHURİYET

    28 Ekim 2023 Köşe Yazıları

    Yıl bin dokuz yüz yirmi üç hem de yirmi dokuz ekim. Hatta bir gün öncesi, yirmi sekiz ekimde. Gazi Mustafa Kemal devleti yönetecek kadrolarıyla meclis kürsüsünde “Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz.” Tüm meclis olağanüstü bir refleksle alkış tufanına boğulur. Neden mi? Tabi ki, yıllar süren esaret. Özgürlüğe susamışlık. Tek adamlık ve işgalden kurtulmak. Demokrasiye geçmek. Halkın egemenliği. Ve nihayet 29 Ekim’de Cumhuriyet ilan ediliyor.  Demokrasiye geçiliyor. Tek adamlıktan kurtulunuyor. Halkın iktidarı gerç...