Son Dakika
Ataşehir’de Okullar Arası Atatürk Kupası Satranç Turnuvası Düzenleniyor
Ataşehir Temizlik Hareketi: Günde 500 Tona Yakın Çöp Toplanıyor
Başkan Adıgüzel, Kültür Merkezlerinde Proje Çalışmalarını İnceledi
Ataşehir Belediyesi, Avrupa Atık Azaltım Haftası’na Özel Etkinlikleri
İçerenköy Spor Tesisi Her Yaştan Ataşehirli Sporsevere Hitap Edecek
Tiyatro Eğitmeni Gamze Aşık’ın Bir Afişle Hayali Gerçeğe Dönüştü
11 yıl önce 2009, 18 Mayıs’ta Türkiye’nin en muhteşem kadınlarından birini kaybettik. Bir nisan günüydü.TV’ lerde Arnavutköy’deki evinin polislerce basıldığını öğrendim ve oraya koştum.
Bütün ömrünü hizmetine vakfettiği sevgili milletinin emniyeti, darbe destekçisi suçlaması ile kanıtlar yakalamak üzere kemoterapi tedavisi gören bu azizenin evini basıyordu. Evin önünde büyük bir kalabalık vardı ve gittikçe artıyordu. Sevgili Türkan penceresinden kalabalığa sakin olun ricasında bulunuyordu. Nebil Özgentürk”ün KUĞU adını verdiği belgeselinde bu sahneleri izleyebilirsiniz. Saylan’ın yaşam hikayesi güzel yurdumuzun dramının hikayesi gibidir.
O, bir aydınlanma , uygarlık, hümanizm, kadın hakları mücadelelerinin simge ismidir.
Yorulmak bilmeden Atatürk’ün yolunda bu milletin en büyük ihtiyacını karşılamak, en büyük yoksunluğunu gidermek için eşsiz bir çaba göstermiş ve başarmıştır. Ama Nazım Hikmet’in dediği gibi “onlar ümidin düşmanıdırlar sevgili, akan suyun, gelişen toplumun” Yurtseverlere eziyet edeceklerdir… Ardından “zıbarıp gitti. Cehennemde onu zebaniler karşılayacak, Atatürkçüleri yanına çağırsın diye seslenen yurttaşlarımız olmuştur. Bir başkası da ”kendisine hep içimde kin ve nefret vardı, onu atamadım, inşallah fikirleri de kendisi ile ölür, yok olur” diyor. Ne acı değil mi?
Düşünün ki bunlar Atatürk’ün gökten yere indirdiği egemenliğin sahipleridirler. Aslında bunlar zavallı insanlardır. En hayırlı tarikatın medeniyet tarikatı olduğunu algılamaları, Atatürk’ü anlamaları engellenmiştir. Sandık demokrasisi ile iktidarı ele geçiren sağcı, tarikatçı, ümmetçi oy peşindeki politikacıların ürünleridir bu insanlar. İnançların beslediği cehalettir. Karl Marks “cehalet ayrıcalıklı sınıfın elinde ustaca kullandığı bir silahtır” diyor.
Dilimiz varmıyor söylemeye ama Türkiye’nin önde gelen sorunudur dogmalarla beslenmiş cehalet. Doğan Kuban ve Özdemir İnce bu konuyu inandırıcı örneklerle defalarca yazdılar. Bir de nur topu gibi postmodern neoliberal solcu evlatlarımız, yurttaşlarımız olmuştur. Onların önde gelenlerinden biri (A.İ) bakınız ne diyor,
“ÇYDD ve benzer telden çalan kuruluşlara hakim olan ve demokratik toplumsal beraberlik açısından son derece sorunlu, dışlamacı tavırlarla, ideolojik ve siyasal planda mücadele etmek gereğini dile getirdikten sonra, ÇYDD’nin hayır işi gibi gözüken çalışmalarının bile tümüyle ideolojik bir arka plana sahip olduğunu belirterek, bu arka planın darbecilerle ayni düzlemde yer aldığına dikkat çekiyor.
İşte bu sözde solcular Türkan Saylan’ın bu emsalsiz yurtseverlik ve idealizmini böyle anlıyorlar ..
40 yıl yakın arkadaşlık ettiğim bu insan doğrusu hepimizin eksiğini de giderme çabası içinde olmuştur. Türkan Lepra çalışmaları nedeni ile Hindistan’da Ghandi ödülünü aldı. Uluslararası Lepra dernekleri üyesi oldu. Sayısız ödülü var. Başardıkları dünya çapındadır.
Ne kadar hazindir, on binlerce genç kızımıza eğitim olanağı sağlayan böyle bir kadını cehenneme, zebanilere layık gören, onu nefretle anan yurttaşlara sahip oluşumuz. Biz yeterli bir eğitim görmüş yurttaşların bu ülkeye borcumuz var, özellikle eğitimden yoksun kalmış olanlara.. Hele o istiklal savaşının kadınlı erkekli kahramanlarının hakkını kolay ödeyemeyiz.
Türkan bunu en iyi gerçekleştiren biri olmuştur. Lepra ile başlayan Türkan, eğitime özellikle kız çocuklarının eğitimine öncelik verdi. Çağdaş yaşam ve uygarlık onun hedefi oldu. Ne mutlu ki büyük ilgi ve destek gördü.
90’larda Yök zorbalığına karşı öğretim üyeleri derneğinde birlikte mücadele verdik. Sevgili Türkan’ı evine yapılan baskından bir ay sonra kaybettik. Arkadaşımız Aysel Çelikel, uygar bir kadın duyarlığı ile onun görevini devir aldı ve ayni çizgide ÇYDD’nin misyonunu ayni çizgide devam ettirdi. Dernek onun yönetiminde de saygınlığını korudu.
Bu yıl yeni bir değişim oldu ve Saylan’ın başlıca yardımcılarından Ayşe Yüksel başkanlığı üstlendi. Çalışkan bir yurtseverdir Ayşe Yüksel..Türkan Saylan Türk Milleti var oldukça şükranla anılacaktır. Bu millet, Atatürk’ü olduğu gibi onu da tümü ile minnetle sevgi ve özlemle anacağı aydınlık günlere mutlaka kavuşacaktır.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
06 Mart 2024 Ataşehir, Ataşehir Belediyesi, Gündem, Köşe Yazıları, Manşet, Siyaset, Son Dakika, Üst Manşet
17 Aralık 2023 Köşe Yazıları
09 Kasım 2023 Köşe Yazıları
28 Ekim 2023 Köşe Yazıları