Son Dakika
Halk arasında “kan zehirlenmesi” olarak da bilinen, acil müdahale gerektiren hastalıklardan, enfeksiyonun kan yoluyla dağılması olan sepsis hastalığı paneli düzenlendi.
Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi ve Türk Yoğun Bakım Derneği’nin iş birliğiyle gerçekleştirilen “Dünya Sepsis Günü” panelinde konuşan Prof. Dr. Yasemin Akkoyunlu, dünya genelinde her üç ölüm vakasından birinin sebebinin sepsis olduğunu söylerken, Türkiye’de bu oranın yüzde 62 olduğunu vurguladı.
BEZMİÂLEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ’NDEN “DÜNYA SEPSİS GÜNÜ” PANELİ
Halk arasında “kan zehirlenmesi” olarak da bilinen, acil müdahale gerektiren hastalıklar arasında yer alan ve temelde bir enfeksiyonun kan yoluyla vücuda dağılması ve organ fonksiyonlarında bozulmaya yol açmasıyla kendini gösteren sepsis hastalığı, Dünya Sepsis Günü çerçevesinde düzenlenen bir panelle ele alındı.
ETKİNLİĞE KİMLER KATILDI?
Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Türk Yoğun Bakım Derneği iş birliğiyle gerçekleştirilen panel, üniversitenin Abdülhamit Han Oditoryumu’nda yer alan Erich Frank Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü üniversitenin Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Turan Aslan ile Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kazım Karaaslan’ın üstlendiği panelde konuşmacı olarak, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’ndan öğretim üyeleri Prof. Dr. Yasemin Akkoyunlu ve Doç. Dr. Gülay Okay; Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı’ndan ise öğretim üyeleri Doç. Dr. Hayrettin Daşkaya ve Doç. Dr. Murat Haliloğlu yer aldı.
“TÜRKİYE’DE ÖLÜM ORANI YÜZDE 62”
Panelde bir sunum yapan Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemin Akkoyunlu, dünya genelinde gerçekleşen her üç ölüm vakasından birinin sepsis olduğunu ifade etti. Akkoyunlu, 2017 yılında görülen tüm sepsis vakalarının beşte birinin ölümle sonuçlandığını söylerken, Türkiye’de ise bu oranın yaklaşık üçte iki (yüzde 62) olduğunu kaydetti. Sepsis nedeniyle tedavi görüp iyileşen vakaların üçte birinin bir yıl içine hayatını kaybettiğinin altını çizen Akkoyunlu, söz konusu vakaların altıda birinin fonksiyonel kısıtlılıklarla karşılaştığını, yüzde 40’ının ise taburculuktan sonra 90 gün içinde tekrar hastaneye yattığını ifade etti.
YENİ SEPSİS KILAVUZU’NDA NELER VAR?
Daha sonra kürsüye gelen Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülay Okay, kısaca “Sepsis Kılavuzu” diye adlandırılan “Surviving Sepsis Campaign: İnternational Guidelines For Management Of Sepsis And Septic Shock” (Sepsiste Sağkalım Kampanyası: Sepsis ve Septik Şoku Yönetmek İçin Uluslararası Kılavuz) adlı belgeden bahsetti. Söz konusu rehberde güçlü ve zayıf önerilerin yer aldığını ve hepsinin üstünde klinisyen kararının bulunduğunu, en son yapılan güncellemede kesin sepsis teşhisi için kan laktat ölçümünün önerildiğini belirten Okay, aynı zamanda yine rehberde bulunan ve kesin sepsis teşhisinde kullanılan erken skorlama yöntemlerini detaylarıyla anlattı. Okay rehberde, vakada sepsis şüphesi varsa en geç bir saat içinde antibiyotik tedavisine başlanması gerektiğinin, şok yok ise bu sürenin 3 saate kadar ötelenebildiğinin altını çizdi.
“MÜDAHALE GECİKTİKÇE ÖLÜM OLASILIĞI ARTAR”
Daha sonra kürsüye gelen Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hayrettin Daşkaya, sepsis ve septik şok durumlarında yoğun bakım ünitesinde uygulanması gereken tedavilerden bahsetti. Sepsis vakalarına müdahalede zaman uzadıkça sağkalım şansının düştüğünün altını çizen Daşkaya, ilk 1 saatte müdahale durumunda ölüm oranının yüzde 20; 6 saat sonrasında ise yüzde 70 olduğunu kaydetti. Sepsis şüphesi bulunan vakanın en geç 6 saat içinde yoğun bakıma alınması gerektiğini vurgulayan Daşkaya, söz konusu vakalara yoğun bakımda antibiyotik tedavisi ve vazopresör ilaçların uygulanmasının uygun olacağını ifade etti. Daşkaya, sepsis belirtilerinin başka hastalıklarla benzerlik gösterebildiğini, bu noktada ayırt edici özelliğin, organ fonksiyonlarındaki bozulma olduğunu sözlerine ekledi.
“SEPSİS EĞİTİMLERİ VERİLMELİ”
Son olarak kürsüye gelen Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Haliloğlu ise sepsiste antibiyotik tedavisinin olabildiğince geniş spektrumlu ilaçlarla başlanması, bunun öncesinde kan kültürlerinin alınması ve hızla sıvı replasmanına başlanması gerektiğinin altını çizdi. Kortikosteroid tedavisinin de düşünülebileceğini ve bu müdahalelerden sonuç alınmazsa özellikli merkezlerde ECMO (Ekstrakorporal Membran Oksijenizasyonu) uygulamasının devreye alınabileceğini belirtti. Haliloğlu, sepsis ve septik şoka karşı farkındalığın artırılması için hastalara ve sağlık çalışanlarına yönelik sepsis eğitimlerinin verilmesi gerektiğini ifade etti.
Alanının uzman akademisyenlerinin katıldığı etkinlik, sepsis ve septik şokun tedavi yöntemlerinin, tedavide yaşanabilecek olası aksaklıkların giderilmesi ve tedavi sonrası yapılması gerekenler gibi konuların da ele alındığı soru cevap bölümüyle sona erdi.
Etiketler: Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi » Dünya Sepsis Günü » Dünyada Her Üç Ölümden Birinin Sebebi Sepsis » Enfeksiyonun Kan Yoluyla Dağılması » Kan Zehirlenmesi » Sepsis Hastalığı Paneli » Türk Yoğun Bakım DerneğiBENZER HABERLER