logo

İLGEZDİ, ‘ERKEK EGEMEN EDEBİYAT DİLİNDE AYRIMCILIK VAR’

İLGEZDİ, ‘ERKEK EGEMEN EDEBİYAT DİLİNDE AYRIMCILIK VAR’

tuz-0Feministanbul Kadın Şiir Festivali’nin kapanış programına katılan CHP Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, Edebiyat tarihinin de yazıldığı erkek egemen dildeki ayrımcılığa dikkat çekti.

Kadın Hayatın Öznesi Olduğunda Özgürleşeceğiz!

1.Uluslararası Feministanbul Kadın Şiir Festivali’nin kapanış programına katılan CHP Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, kadınların; bilim, sanat ve siyaset gibi hayatın her alanında aktif olması gerektiğini vurguladı. İlgezdi, “Erkek egemen düşünce sisteminin temelinde ayrımcılık vardır ve bu ayrımcılık ilk olarak dilde başlar” dedi

tuz-9

Bu yıl 5-9 Ekim tarihleri arasında 1.’si düzenlenen Uluslararası Feministanbul Kadın Şiir Festivali’nin kapanışı, Mustafa Saffet Kültür Merkezi’nde çeşitli ülkelerden gelen şairlerin katılımıyla gerçekleşti. Festivale Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, CHP Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi ve CHP Ataşehir İlçe Başkanı Hakkı Altınkaynak katıldı. Ataşehir Belediyesi’nin desteğiyle Tuz Medya tarafından düzenlenen kapanış programı, festivalin genel koordinatörü Güven Sarıtaş’ın yaptığı konuşmayla başladı. Kadın haklarını ve kadın hareketini konu alan bir deklarasyon okunmasıyla devam eden etkinliğin ilerleyen saatlerinde; Türk ve yabancı şairler, konuklara şiir dinletisi sundu. Ardından kanun sanatçısı Osman Tüzün, konuklara kanunuyla müzik ziyafeti yaşattı. Sunuculuğunu ve moderatörlüğünü Özlem Ören’in üstlendiği festivale; Suudi Arabistan’dan Abir Zaki, Ali Al Hazimi, Huda Aldaghfag; Mısır’dan Gihan Ömer, Suriye’den Marwan Ali, Güney Kıbrıs’tan Andraoulla Shati ve Filistin’den Fatma Nazzal katıldı. Ülkemizden katılan şairler ise Ayten Mutlu, Bircan Çelik, Dilruba Nuray Erenler, Emel Koşar, Emine Erbaş, Hilal Karahan, Nevin Koçoğlu, Nur Saka, Şükran Belen, Turgut Toygar, Bahadır Bayrıl ve Volkan Hacıoğlu. Katılan yabancı şairlere plaket ve çiçek verilirken, Türk şairlere ise sertifika ve çiçek takdim edildi.

tuz-14

Festivalin ev sahipliğini üstlenen Artshop yayınevi sahibi yazar Vedat Akdamar, “Çok kısa sürede hazırlandığımız festivalimizi; Ataşehir Belediyesi’nin desteğiyle gerçekleştirme olanağı bulduk, Belediye Başkanımıza ve emeği olan herkese çok teşekkür ediyorum. Bu etkinliği yalnızca bir şiir dinletisi olarak değil; dünya ve coğrafyamız kadınları için bir araya gelme ve bir şeyler üretme için bir fırsat olduğunu düşünüyorum” dedi.

tuz-15

BU YIL TEMAMIZIN KADIN HAKLARI

1.Uluslararası Feministanbul Kadın Şiir Festivali Genel Koordinatörü Güven Sarıtaş, “Tarih ve Toplum Bilimleri Enstitüsü olarak birçok alanda İstanbul’un gündemine katkı sunmaya çalışıyoruz. Bugüne kadar 10’un üzerinde şiir kitabı çevirdik ve 100’den fazla yabancı şair ağırladık. Bu yıl temamızın kadın hakları olmasının temel nedeni, İslam coğrafyasında kadınların toplumda hak ettiği yerde olamayışıdır. Her bir şairimizin dramatik hikayesi var. Örneğin Filistin’den gelen şairimiz Fatma Nazzal, iki kardeşini çatışmalarda kaybetmiş. Buradaki şairlerimiz yalnızca şairden ziyade birer direnişçi ve aktivisttir. Bulundukları ortamın daha adil olması için bedel ödeyen, gösterilere katılan ve siyasi partilere üye olan kişilerdir” diye konuştu.

tuz-53

KADINLARA YAPILAN ZULMÜ KENDİLERİ DURDURACAK

Kadınların başrolünde bulunduğu bu festivalde yer aldığı için duyduğu mutluluğu dile getiren Tuz Medya Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Kaya, “Biz Tuz Medya olarak sosyal alanda yapacağımız çalışmaları pozitif amaçla kullanmayı hedefliyoruz. Dünya üzerinde kadınlara yapılan bu zulümlere dur demeyi en iyi kendileriyle yapacağımızı düşünüyoruz. Ve kadınların başrolünde olduğu bu etkinlikte yer aldığım için çok mutluyum” şeklinde ifade etti.

tuz-16

ERKEK EGEMEN EDEBİYAT DİLİ VE DÜŞÜNCE SİSTEMİNDE AYRIMCILIK VAR

CHP Meclis Üyesi ve CHP Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, “Filistin’den Portoriko’ya, Suudi Arabistan’dan Yunanistan’a, Güney Kıbrıs’tan Mısır’a, Suriye’den İtalya’ya geniş bir yelpazeyi bir araya getiren değerli şairlerimiz ve dostlarımızla burada olmaktan dolayı mutluluk duyuyorum. Bugün Türkiye’de bir ilk gerçekleşiyor ve kadın şiir festivali düzenleniyor. Konumuz, aslında insanın öyküsündeki eşitsizlik. Çünkü insanın var olma hikayesi, eşitlik mücadelesinin de başlangıcıdır. ‘Ol’ deyince aklımıza erkek geliyor, tüm insanlığı tanımlarken insanoğlu demek kulağa güzel geliyor da ne yazık ki insan kızı denildiğinde bir karşılığı olmuyor. Çünkü, güç kavramı insanın yaşamını sürdürmesinde temel belirleyici olarak görülen erkeğe tanımlı. Ne yazık ki binlerce yıldır toplumları yöneten, yasa koyan, eğitimi ve ekonomiyi denetleyen hep erkekler olarak kabul edilmiş. Eşitsizlik işte bu noktada fiziksel gücün zaman içinde toplumsal yapılara egemen olması noktasında, yaşamı şekillendirmesinde ve dönüştürmesinde kendini gösteriyor. Edebiyat tarihi de diğer tüm alanlar gibi erkek egemen bir dille yazılmış. Erkek egemen düşünce sisteminin temelinde ayrımcılık vardır ve bu ayrımcılık, ilk olarak dilde başlar. Birçok dilde aydın, kültürlü, pozitif olanın erkek olarak kullanıldığını; doğal, karanlık ve genellikle negatif olanın kadınlar için kullanıldığını görmekteyiz. Çünkü erkek egemen toplumlarda tek bir kural vardır: ‘Erkek kendidir, kadın onun diğeri olanıdır’ şeklinde konuştu.

İsimlerin kadın ve erkek olarak ayrıldığı ve cinsiyetçi dillere sahip olan ülkelerde daha fazla eşitsizlik olduğunu belirten İlgezdi, “Dil, düşünme biçimimizi etkiliyor. İşte bu yüzden dil ile kadın erkek eşitliği arasında ciddi bir bağlantı var” dedi.

tuz-21tuz-26

HER ALANDA CİNSİYETÇİLİĞİ REDDETMELİYİZ

Midilli’li şair Sappho’nun ‘Ne bir türkü söylenirdi biz katılmadan ne de bir çiçek açardı ilk yaz’, Furuğ Ferruhzad’ın ‘Su gibi kendi çukurunda kuruyabilir insan’ dizelerine yer veren İlgezdi, “Türkiye’de son aylarda bir tartışma sürüyor. Bilim adamı mı bilim insanı mı? Bilim adamı yerine Bilim insanı demeyi tercih eden insanları cahillikle itham eden bir dil kurumu başkanına sahip olmamız, Türkiye’deki zihniyet bulanıklığını çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Çünkü ‘adam bireyi, insan cemiyeti temsil ediyor’ demek bizdeki ataerkil ayrımcılığın en net göstergesidir. Kadın ekonomik anlamda gelir sağlayıcı olsa bile, erkek, evin reisinin kendisi olduğunu bizlere sürekli dayatır ve hatırlatır. Peki, ne yapmalıyız? ‘Hamurlu ellerinizle karışmayın siz işe’ denilerek ötekileştirilen bizler spordan siyasete edebiyattan bilime her alanda cinsiyetçiliği reddetmeliyiz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir fıtrat olmadığını, kadınların yaşamı ve bedeni üzerine kimsenin söz söyleme hakkının olmadığını yüksek sesle haykırmalıyız. Kadınlar hayatın nesnesi değil öznesi olduğunda özgürleşeceğiz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

tuz-61tuz-67tuz-69tuz-79tuz-81tuz-84tuz-94tuz-115tuz-120tuz-121tuz-125

Paylaşın:
Etiketler: » » » » » » »
#

SENDE YORUM YAZ