logo

Necati Bozkurt, ‘Yaşam Hakkına Sahip Çıkacağız! Yaşatacağız!’

Necati Bozkurt, ‘Yaşam Hakkına Sahip Çıkacağız! Yaşatacağız!’

Hayvanları Koruma Kanunu ile ilgili açıklama yapan İstanbul Veteriner Hekimler Odası, “Dün olduğu gibi bugün de, Yaşam hakkına sahip çıkacağız! Yaşatacağız!” dedi.

İstanbul Veteriner Hekimler Odası tarafından yapılan açıklamada, Hayvanları Koruma Kanununda değişiklik taslağı hazırlanırken başta Türk Veteriner Hekimleri Birliği, meslek odalarının ve ilgili STK’ların görüşü alınmadığına dikkat çekildi.

“YAŞAM HAKKINA MÜDAHALE” OLARAK NİTELENİYOR

Bilindiği gibi, Hayvanları Koruma Kanununda değişiklik içeren üzerinde çalışılan ve komisyonda görüşmeleri devam eden teklifle hayvan hakları savunucularının “yaşam hakkına müdahale” olarak nitelediği “Hayvanları Uyutma” olarak adlandırılan düzenleme kamuoyunda da tepki görüyor.

İNSANİ VE VİCDANİ ÇÖZÜLECEĞİNE İNANIYORUZ

Sahipsiz hayvanlar ile ilgili hükümetin son 20 yıldır sadece günü kurtaran uygulamaları ve söylemlerini hatırlatan İstanbul Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Üyesi Necati Bozkurt imzası ile yapılan açıklamada, kanun düzenlemesinin yine erteleneceğini, çünkü ne yapmaları gerektiğinin, nasıl bir çözüm sunmaları gerektiğinin bilinemediğini iddia etti.

Açıklamada, melek kuruluşlarının görüşlerinin alınmadığı vurgulanarak, “Hayvanları koruma kanununda değişiklik taslağı hazırlanırken başta Türk Veteriner Hekimleri Birliği, meslek odalarının ve ilgili STK ların görüşü alınmamıştır.” denildi.

Necati Bozkurt, açıklamasında, “Sokak hayvanlarının yaşadığı ve yaşattığı sorunların bilimsel, insani ve vicdani olarak çözüleceğine inanıyoruz.” Dedi.

İstanbul Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Üyesi Necati Bozkurt imzası ile yapılan açıklama;

Dün olduğu gibi bugün de, Yaşam hakkına sahip çıkacağız! Yaşatacağız!

Sahipsiz hayvanlar ile ilgili hükümetin son 20 yıldır sadece günü kurtaran uygulamaları bugün artık ne  hayvanların ne de insanların faydasına olmayan  bilimden uzak  öneri ve söylemlerle karşımıza çıkmaktadır. Sahipsiz bir hayvanla çekilen fotoğraf paylaşarak yıllarca halkımızı oyalayan siyasilerimiz  sayesinde hem toplum vicdanı yaralanmakta hem de bir arpa boyu yol alınamamaktadır.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın koordinasyonunda Hayvanları Koruma Kanunu’na ilişkin yasa değişiklik tasarısı hazırlandığını, hazırlanan teklifin TBMM’nin gündemine geleceği bilinmektedir.

Buradan iddia ediyoruz, kanun düzenlemesi yine ertelenecektir. Çünkü ne yapmaları gerektiğini, nasıl bir çözüm sunmaları gerektiğini bilmemekteler.

Hayvanları koruma kanununda değişiklik taslağı hazırlanırken başta Türk Veteriner Hekimleri Birliği, meslek odalarının ve ilgili STK ların görüşü alınmamıştır.

Veteriner hekimleri odalarının meslek odalarının ve ilgili STK ların yıllar öncesinde bu konuda düzenlediği bir çok kongre, çalıştay  ve beraberinde ilgili makamlara sunulan raporlar ve çözüm önerileri hiçbir zaman dikkate alınmamış ve bu günlere gelinmiştir.

Kanun tasarısının toplum vicdanını rahatsız eden değişiklikleri içerdiğini, bilimsellikten ve toplum vicdanından uzak olduğunu üzülerek belirtmek isteriz.

Sokak hayvanlarının yaşadığı ve yaşattığı sorunların bilimsel, insani ve vicdani olarak çözüleceğine inanıyoruz.

Özellikle büyük şehirlerde kentleşme süreci ile birlikte yaşam alanları daralan sahipsiz hayvanların, refah, çevre, güvenlik ve halk sağlığı açısından oluşturduğu sorunlar giderek büyümektedir.

Hayvanların sokakta zor koşullar altında yaşamaları, ormanlarda açlıktan ölmeleri, trafikte ezilmeleri, çeşitli şekillerde eziyete maruz kalmaları toplumun vicdanını daha fazla yaralamaktadır.

Hayvan ve insanın uyumlu şekilde yaşayacağı çevrenin yaratılması ve gerekli kanuni düzenlemelerin toplum vicdanını yaralamadan bilime uygun olarak yapılması her zamankinden daha fazla önem taşımaktadır.

Günümüz teknoloji ve imkânlarına rağmen ülkemizde ne sokaklarda yaşayan ne de sahipli olan kedi ve köpeklerin sayısı bilinmemekte olup tahmini olarak 5 milyon kedi ve 5 milyon köpeğin yaşadığı düşünülmektedir. İstanbul sokaklarında yaşayan sahipsiz köpek sayısının 500.000 – 550.000 arasında olduğu, sahipsiz kedilerin sayısının ise 1.400.000- 1.500.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir.

Günümüzde özellikle büyük şehirlerde yerel yönetimlere gelen talep ve şikâyetlerin  %30- 35’ inin sahipsiz hayvanlar ile ilgili olduğu bilinmektedir.

Sadece İstanbul’da otobanlarda trafik kazası ile yaşamını yitiren sahipsiz kedi ve köpek sayısının haftada 450- 500 arasında olduğu, sokak aralarında yüzlercesinin yaşamını yitirdiği, ormanlık alanlarda ise çok sayıda köpeğin açlık, hastalık ve trafik kazalarında hayatlarını kaybettikleri bir gerçektir. Maalesef bu sayı her geçen gün artmaktadır. 

Sosyal medya ve haber kanallarında izlediğimiz üzere başta çocuklarımız olmak üzere vatandaşlarımız bazı sahipsiz köpek nedeniyle ciddi şekillerde yaralanmakta ve maalesef kimi zaman hayatını kaybetmektedir. Kanun ve yönetmeliklerin eksiklikleri ve denetimler yapılmadığı için bu süreçte Belediyelerde görev yapan veteriner hekimler haksız yere sorumlu tutulmaya çalışılmaktadır.

Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 2004 yılında çıkarılan Hayvanları Koruma Kanunu ve ilgili yönetmelik ile sahipsiz hayvanların rehabilitasyonu belediyelerin sorumluluğuna verilmiştir.

Ülkemizde belediyelerin yaklaşık % 85’inde Veteriner İşleri Müdürlükleri bulunmadığı gibi İstanbul’da dahi 39 ilçenin sadece 20 tanesinde Veteriner İşleri Müdürlüğü bulunmaktadır. Geri kalan ilçe belediyeleri Temizlik İşleri, Park Bahçeler ve Fen İşleri vb. müdürlüklere bağlı olarak hizmet vermektedir.

Kurulması zorunlu olmasına rağmen hayvan bakımevine sahip yerel yönetim sayısı ise oldukça yetersizdir. 81 ilimizde toplam 297 adet hayvan bakımevi bulunmaktadır. Ancak bu sayının 81 il, 922 ilçe sayısı dikkate alındığı zaman mevcut bakımevlerinin yetersiz olduğu ve bu sayının artırılması gerekliliği bir gerçektir ve en kısa zamanda bütün belediyelerin bakımevleri yapması sağlanmalıdır.

Mevcut hayvan bakım evlerinin ve barınakların çoğunun fiziki ve teknik özellikleri, ne hayvanların sağlığı ve refahı açısından, ne de insan sağlığı ve refahı açısından ne de yapılan tıbbi müdahaleler açısından yeterli değildir.

Yürürlükte bulunan yasa ve yönetmelikler ihtiyaç duyulan asgari teknik standartlar açısından yetersizdir.

2004 yılında çıkarılan 5199 sayılı hayvanları koruma kanunda belediyelerin hayvan bakımevleri kurma görevi olduğu halde, 2021 yılında çıkarılan 7332 sayılı kanunla nüfusu yetmiş beş bini aşan il ve ilçe belediyelerine 2022 yılının sonuna kadar bakımevi kurma görevi tekrardan verilmiştir. Ancak yine hayvan bakımevleri maalesef kurulmamış, belediye başkanlarının insafına bırakılmıştır. Kanun çıkarılmış, sorumluluk verilmiş ama denetim yapılmamış, bütçe ayrılmamış, kanununun gereğini yapmayanlara yaptırım uygulanmamıştır.

7332 sayılı kanunda büyükşehir belediyelerinin bütçelerinin %0,3’ü, ilçe belediyelerinin bütçelerinin ise %0,5’i kadarı sahipsiz hayvanlar ile ilgili faaliyetlere ayrılmıştır. Maalesef bu bütçe sorunu çözmekten uzaktır. 

Hayvan bakımevleri ve barınaklar adeta sürgün yerleri olarak nitelendirilmektedir.  Bu birimlerde görev yapmakta olan personeller zoonoz hastalıklara, bakteriyel ve viral hastalıklara maruz kalabilmektedir . 

Sokak hayvanlarının yaşadığı sorunların çözülebilmesi ilgili Bakanlıklar, Sivil Toplum Örgütleri ve Meslek Odalarının planlı, programlı ve eşgüdüm içinde davranmasıyla mümkün olacağı unutulmamalıdır.

Çözüm Önerileri

Sorunların çözümü aranırken bilim ile temellendirilmiş, iyi niyeti esas alan, çoğulcu, adil ve şeffaf sistemlere ihtiyaç olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir.

  1. Hayvanları Koruma Kanunu, Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla yeniden yazılmalıdır. Yeni yasa net ifadelerle yetki ve sorumlulukları belirleyen ve tüm ihtiyaçlara cevap veren özellikte olmalıdır. 5199 sayılı kanun tek elden yürütülmelidir.
  2. Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü ve buna bağlı taşra teşkilatı kurularak tüm hayvancılık ve hayvansal sorunların çözümü bu genel müdürlüğe bağlanmalıdır.
  3. Büyükşehirlerde Veteriner Halk Sağlığı Daire Başkanlığı kurulmalıdır. İl ve ilçe belediyelerinde Veteriner İşleri Müdürlüğü kurulması zorunlu müdürlükler içerisinde yer almalıdır.  Veteriner İşleri Müdürlüğüne veteriner hekimler atanmalıdır.
  4. Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve ilçe belediyelerinin yerleşkede bulunan insan nüfusunun en az %0,1 sayı kapasiteli hayvan barınakları veya bakımevleri yapmaları zorunlu hale getirilmelidir.
  5. İnsan ve hayvan sağlığı gözetilerek hayvan bakımevi ve barınakların detaylı standartları oluşturulmalıdır. Hayvan bakımevleri, barınaklar, hayvan nakil ambulansı, hayvan takip aracı, hayvanların yakalanma şekli, insan ve hayvan refahı ve sağlığına, iş sağlığı ve güvenliğine uygun standartlarda olmalıdır.
  6. Bütçesi yetersiz olan belediyelerin ve hayvan bakımevi veya barınak yapım giderleri, ilgili bakanlık tarafından karşılanmalıdır.
  7. Hayvan bakımevi ve barınak tanımları kanunda ayrıntılı ve net bir biçimde belirtilmedir. Hayvan bakımevleri tüm ilçe belediyeleri tarafından kurulmalıdır. Büyükşehir Belediyeleri ve İl Belediyeleri tarafından barınaklar kurulmalıdır. Barınaklarda çevreye uyum gösteremeyen, yaşlı, zayıf, engelli vb. köpekler ve kediler sahiplendirilinceye kadar veya hayatları boyunca barındırılmalıdır.
  8. Büyükşehir belediyeleri ve il belediyeleri yeterli sayı ve kapasitede travmatoloji ve osteosentez merkezleri kurmalı ve 24 saat çalışma prensibine uygun hayvan ambulansı hizmeti vermelidir. İlçelerden gelen ihtiyaçları karşılayacak kapasitede ve nitelikte olmalıdır.
  9. Hayvan bakımevi ve barınaklar içerisinde yabani hayvanların tedavilerinin yapılabileceği alanlar oluşturulmalıdır.
  10. Sorunun çözümü amacıyla bilimsel, insani bir popülasyon yönetimi programı oluşturulmalıdır. Sahipsiz hayvanların rehabilitasyonu ile ilgili her ilde bir üst koordinasyon birimi oluşturulmalı, acilen tüm ülkede altyapısı oluşturularak popilasyon sayısını  konturol altına almak için kısırlaştırılma seferberliği başlatılmalıdır.
  11. Sahipli hayvanlar ile hayvan bakımevi ve barınaklarda bulunan sahipsiz hayvanların mikroçip ile kimliklendirilmesi ve dijital tek bir bilgi ağına kaydedilmesi zorunlu hale getirilmelidir. Sahipli hayvanların kayıt ettirillmesi için ek süre tanınmalı ve takibi yapılmalıdır.
  12. Hayvan ve toplum sağlığı açısından sahipli ve sahipsiz hayvanlar için zorunlu aşılama standartları oluşturulmalıdır.
  13. hayvan  üretimi  ve satış yapan işletmelerin kontrolleri etkin bir biçimde yapılmalıdır.
  14. İçişleri Bakanlığı bünyesinde jandarma ve polis teşkilatlarında çevre doğa koruma timleri oluşturulmuştur. Bu birimlerdeki personel sayısı veteriner hekimler ile güçlendirilmelidir.
  15. Hayvan bakımevi ve barınakların kapasitesini karşılar sayıda veteriner hekim, veteriner sağlık teknikeri ve işçi personel bulunmalıdır.
  16. Hayvan bakımevinde çalışan yardımcı personeller hijyen, hayvan davranışları, hayvan refahı ve bakımı, hayvanların tutulması ve yakalanması konusunda eğitimden geçirilerek sertifikalarını aldıktan sonra bakımevi veya barınaklarda çalışmalıdırlar. Çalışan yardımcı personel Hayvan Bakıcısı ünvanı almalıdır.
  17. Hayvan bakımevleri ve barınaklarda çalışan veteriner hekim, veteriner sağlık teknikeri ve yardımcı personelin ( zoonoz hastalıklar ) özlük hakları düzenlenmelidir. Fiili hizmet hakları ve erken emeklilik hakları tanınmalıdır. Sağlık meslek sınıfında sayılarak tüm haklardan faydalandırılmalıdır ve sağlıkta şiddet yasasına mutlaka dahil edilmelidirler
  18. 18-İşyeri tehlike sınıfları litesinde sahipsiz hayvan rehabilitasyonu yapılan birimler için yeni bir kod açılması ve “çok tehlikeli” sınıf içinde yer alması sağlanmalıdır. Bu nedenle Veteriner hekimler sağlık çalışanı olarak görülmeli ve bütün özlük haklarından yararlandırılmalıdır. Özellikle radyoloji ünitesi olan birimlerde çalışan veteriner hekimlerin “radyoloji personeli” özlük haklarından yararlanması konusunda çalışmaların yapılması. Konunun yerel yönetimlerin keyfiyetinden çıkarılması gerekmektedir.
  19. Bakımevlerinden hayvan sahiplenmek isteyenler ve petshoplardan hayvan satın alanlar, belediyeler tarafından düzenlenecek hayvan refahı ve sağlığı konusunda sertifikalı bir eğitime tabi tutulmalıdır. Hayvan sahiplenme şartları ve sahiplenilecek hayvan sayısı düzenlenmelidir.
  20. Hayvanlarını yavrulatmak isteyenler için belediyelerden alınacak özel izin belgeleri düzenlenmelidir. Evde kendi hayvanını doğurtup satan insanlar takibe alınmalı ve cezalandırılmalıdır. Denetimsiz hayvan üretimi ve özellikle internet üzerinden izinsiz hayvan satışı yasaklanmalıdır. Ülkeye kaçak hayvan girişi mutlaka önlenmelidir.
  21. Hayvanlara karşı işlenen suçlar, ceza kanunu kapsamında ele alınmalıdır. Cezai yaptırımları caydırıcı olmalıdır.
  22. 22-Sokağa terkedilen hayvanlara ilişkin hayvan sahiplerine ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır.
  23. 23- Vakıf, dernek, vb. kurumsal kimliği olan sivil toplum örgütleri dışında sosyal medya üzerinden sokak hayvanları için toplanan ayni ve nakdi yardımların toplanması, ilgili bakanlık tarafından engellenmelidir.
  24. 24-Devlet denetiminde “Sahipsiz Hayvan Vakfı” kurularak sadece kamu kaynakları değil özel sektör ve bağışçıların oluşturulacağı tüm kaynakların sahipsiz hayvan popülasyonunun azaltılması ve kontrol edilmesinde kullanılması sağlanmalıdır.
  25. 25- İlköğretim okul müfredatında hayvan sevgisi yer almalıdır.
  26. 26- Evde beslenebilecek kedi ve köpek sayısı yönetmelikte belirtilmedir.
  27. 27- Her ilde ihtiyacı karşılayacak sayıda krematoryum ve gömü alanları büyükşehir ve il belediyeleri tarafından oluşturulmalıdır.

Necati Bozkurt
İstanbul Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Üyesi

itvhaber

Paylaşın:
Etiketler: » » » » »
#

SENDE YORUM YAZ