logo

Özel, ‘Yüzbinler ‘İstifa’ Diyorsa Sandıktan Kaçamazsın’

Özel, ‘Yüzbinler ‘İstifa’ Diyorsa Sandıktan Kaçamazsın’

CHP Lideri Özgür Özel Yurttaş Birliği tarafından asgari ücrete tepki olarak Ankara’da gerçekleştirilen Yurttaş Sesleniyor, Haklarımızı Alacağız Mitingi’ne katıldı.

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, Yurttaş Birliği tarafından başta asgari ücret olmak üzere toplumsal sorunlara karşı Ankara’da gerçekleştirilen Yurttaş Sesleniyor, Haklarımızı Alacağız Mitingi’ne katıldı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, mitingde yaptığı konuşmada, “Ankaramızın bu kışında, bu soğuk havasında, sizin hatırınıza Ankara’nın kışa bir gün ara verdiği, müsaade ettiği bu güzel meydanda, alın teriyle hayat mücadelesi verip hakkı yenilince ‘Artık susmayacağım’ diyenler, ‘Hakkımı aramaya gidiyorum, hakkımı alacağım’ diyenler hepiniz hoş geldiniz. Beyaz, mavi, gri yakalı emekçiler… Market personelleri, apartman görevlileri, temizlik işçileri, AVM’lerde çalışan tezgahtarlar, kasiyerler, güvenlik görevlisi kardeşlerim hepiniz hoş geldiniz. Günü siftahsız kapatan esnafımız, gün boyu iş arayıp eve boynu bükük dönen gençlerimiz, adalet arayanlar, eşitlik talep edenler, insanca bir yaşam isteyenler, evinizde oturup üzülmek, şikayet etmek yerine birleşip sesinizi duyurmak için buraya geldiniz. Hoş geldiniz” ifadesini kullandı.

“ARTIK GÖLGE ETME, SANDIĞA GEL, HESAP VER”

Mitingde katılımcılara seslenen Özel, “Buradan Tandoğan Meydanı’na soruyorum: Erdoğan çarşıya çıkabiliyor mu? Pazara gidebiliyor mu? Sokakta yürüyebiliyor mu? Orada asgari ücreti savunabiliyor mu? Emekliye gelip de ‘Geçinebiliyor musun?’ diye sorabiliyor mu? Ama ne diyor, ‘Şam’ı fethettim’ diyor. Erdoğan, Şam’ı fethetmeyi bırak, yurda dön. Emeklinin ve emekçinin fethedebiliyorsan gönlünü fethet. Ama sen o gönülden çoktan düştün, vatandaşın gözünden çoktan düştün. Erdoğan kendi Türkiye sınırlarında ama aklı maalesef Suriye’de. Artık Türkiye’nin gerçeklerine dönmesi lazım ama ‘Dön’ diyemiyorum. Bu sorunlara çözüm bulması lazım. Asla ona ‘Bunları çöz’ demiyorum. Çünkü o, bu meydandan taraf olmadığını gösterdi. Ona ‘Kendine gel’ demiyorum. Çünkü kendisi o tarafta olduğunu gösterdi. Ona sadece ‘Yoldan çekil, önümüzden çekil. Bu emeklinin, bu asgari ücretlinin hayatını karartıyorsun, artık gölge etme ve çekil. Artık buraya gel, sandığa gel, karşımıza gel, bu millete hesap ver’ diyorum.” Dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Lideri Özgür Özel mitingdeki konuşmasında şu ifadelere yer verdi;

ASGARİ ÜCRETİN İLANIYLA SEL OLUP BU MEYDANI DOLDURDULAR”

“Bugün ülkeyi yöneten iktidar sizlerin yaşadığı zorlukları yarattı ama sizlerle ilgilenmiyor, sesinizi duymuyor. Sıkıntıları biliyor, bilmezden geliyor. Dertlerinize ne çare arıyor, ne çare üretiyor. Bunun için hiç şüphe yok ki bir ses yükseltmek lazımdı. Bunun için hepimiz sesimizi yükseltmeye, mücadeleyi yükseltmeye hazırdık. İşte böyle bir atmosferde, Yurttaş Birlikteliği ile hep beraber, önce 66’ydı ve sonra 69 ama asgari ücret ilanından sonra yağmur gibi tüm Türkiye’den katılımlarla bir sel oldular ve bu meydanı doldurdular. Yurttaş Birlikteliği’ne, bu alana katkı sağlayan konfederasyonlara, sendikalara, derneklere, vakıflara, bugün burada kim varsa onların temsilcilerine ve onlara güç vermeye, bu meydandan güç almaya gelen her birinize yürekten teşekkür ediyorum.”

“YETKİNİN GERÇEK SAHİBİNE, MİLLETE GİTME ZAMANIDIR”

“Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni 1920’de kurmuş partinin genel başkanı olarak, hiç şüphe yok ki Meclis’i çok önemsiyorum. Tüm milletvekillerimiz, tüm partimiz çok önemsiyor. Biz Meclis zemininde sizin, emeklilerin, emekçilerin, esnafların, çiftçilerin, emeklilikte yaşa takılanların, vergide adalet diye isyan edenlerin sesini duyurmak isteyen herkesin sesini o Meclis’e taşıyoruz. Konuşuyoruz, anlatıyoruz. Ama gördük ki o Meclis’te söylenenlere rağmen birileri bildiğini okumaya devam ediyor. O Meclis ki gücünü halktan alır, o Meclis ki gücünü milletten alır. O zaman yetkinin gerçek sahibine gitmenin, millete gitmenin zamanıdır. Biz TBMM’de asgari ücret ilanından sonraki oturuma katılmadık. Dedik ki, ‘Madem beklentide yanıt yok. O zaman biz de burada yokuz.’ Ama bir başka meclise geldik, bugün burası gerçek bir meclistir. Güçlü demokrasilerde, millet vekaletini siyasetçilere verip beş yıl boyunca bir kenara çekilmez. Kendisiyle ilgili her konuda söz sahibi olmak ister. Siyasileri takip eder, tenkit eder, uyarır, gerekirse yetkiyi geri alır. Eğer iktidar, milyonlarca insanın sesini duymamakta inat ediyorsa; oy alırken yılda dört kere ayarlama yaparız dediği asgari ücretliyi bir yıl boyunca bir kuruş vermeden yoksulluğa mahkum ediyorsa; dünyanın en fedakar insanları olan bu millet için, bu devlet için, göz nuru akıtmış, dirsek çürütmüş emeklilerini sefalete mahkum ediyorsa; esnafı duymuyor, çiftçinin sorunlarını görmüyorsa o zaman gerçek Meclis burasıdır, meydanlardır, sizlerle birlikte olmaktır.”

“ERDOĞAN, SALON SİYASETÇİSİ OLMA, MEYDANLARDAN KORKMA”

“Tayyip Bey birazdan bir salonda kürsüye çıkacak. Kendi atadıklarına, il başkanına, ilçe başkanlarına, kendi mahalle delegelerine, kendi üyelerine kendini alkışlatacak. Buradan bir kez daha sesleniyorum: Sayın Erdoğan, salon siyasetçisi olma. Meydanlardan korkma. Çık dışarı. Gel buraya… Erdoğan, salonda kendini alkışlatan Erdoğan, ‘Gördünüz mü zafer kazandım Suriye’de?’ diye ‘Suriye’ye sevinin. Açlığı, yoksulluğu, işsizliği, güvencesizliği görmeyin, hissetmeyin’ diyen Erdoğan, bu meydan yoksullarla, bu meydan hakkını yediklerinle dolu ve sana sesleniyorlar. Çık oradan gel buraya, hesap ver, hesap ver, hesap ver… Bak Bursa’da, Balıkesir’de il kongrelerinde sana ‘Şam’ın Fatih’i’ diye bağırıyorlarmış. Şam’ı fethetmek, başka ülkenin toprağına göz dikmek, şehrine plaka koymak, başka işler… Sen fethedeceksen, bu emeklinin, emekçinin gönlünü fethet. Ama yapamazsın, çünkü onların gönlünden de düştün, gözünden de düştün. Sana orada ‘Fetih, fetih’ diye bağıranlara bakma. Bak bu meydanda yüz binler sana ‘İstifa, istifa’ diye sesleniyor.”

“GEÇİM YOKSA SEÇİM VAR”

“Eğer bir ülkede, başkentte, başkentin en önemli meydanına yüz binler sel olup akmışsa, hakkını arıyorsa, ülkeyi yönetene ‘İstifa’ diye sesleniyorsa, sandıktan kaçamazsın, seçimden kaçamazsın. Milyonlara söz verdin ama geçinemiyorlar. Geçim yoksa, seçim var. Erdoğan Ankara’da, başkentte milyonlar sana boş tencere gösteriyorlar. Milyonlar senden seçim istiyor, sandık istiyorlar. Bu iktidar döneminde bütün kurumlar ve kurallar yerle yeksan oldu. Her şey bir kişinin iki dudağının arasına sıkıştı. Milyonlarca emekçinin hayatını etkileyecek Asgari Ücret Tespit Komisyonu bile mevcut antidemokratik yapısıyla bile dışlandı, emrivakilere zorlandı. Son komisyon toplantısı işçilerden kaçırıldı. Hükümet işverenle bir araya gelip, bir akşam vakti apar topar asgari ücreti AK Parti’nin grup toplantısına yetiştirdiler. 9 milyon asgari ücretli, maaşı asgari ücrete bağlı olan milyonlar büyük bir hayal kırıklığı ve öfke içindeler. Çünkü 22 bin 104 liralık ücret, asgari ücret değildir; bir sefalet ücretidir. Biz bu ücreti reddediyoruz. Bu antidemokratik uygulamadan sonra 50 yıldır komisyon masasında oturan işçiler, o masadan bir daha oturmamak üzere kalktılar. Türk-İş masadan tamamen çekildi. DİSK ve Hak-İş de aynı görüşte. Bu komisyon, bu iktidar döneminde tamamen meşruiyetini yitirdi. Bu adaletsizliğe, bu haksızlığa karşı ortak bir söylemde bulunan, karşı çıkan, isyan eden üç konfederasyonu da bugün buraya verdikleri katkı için ve bundan sonraki onurlu mücadeleleri için tebrik ediyorum. Yürekten mücadelelerinde destek veriyorum.”

“ASGARİ ÜCRETLİ ZAM BEKLERKEN TARİHTE İLK KEZ CEBİNDEN 2 BİN LİRASINI ALDILAR”

“Açıklanan asgari ücret, 2024 başında eleştirdiğimiz 17 bin 2 liralık ücretin de çok gerisindedir. 11 ayda 17 bin lira bütün alım gücünü yitirmiş, 7 bin liranın üzerinde erimiş, 10 bin liranın 1 Ocak’taki satın alma gücünün gerisine düşmüştür. Bu iktidar, 7 bin lira zayıflayan asgari ücrete 5 bin lira zam yaparak, asgari ücretli zam beklerken tarihte ilk kez cebinden 2 bin lirasını çekip almıştır. Asgari ücret, dünyanın dört bir yanında emekçilerin ilk başta bir yıllık kıdem boyunca aldıkları, sonra hızla uzaklaştıkları bir ücrettir. Ama maalesef bu ülkede asgari ücret artık temel ücret olmuştur. Yıllar önce; çalışanların yüzde 28-30’u asgari ücret alırken, bunu eleştiriyor, geriletilmesini vaat ediyorlardı. 22 yıllık AKP iktidarında asgari ücret bir canavar gibi her geçen gün daha fazla emekçiyi yutmuştur. Bugün ücretlilerin yüzde 57’sinin aldığı bir temel ücrete dönüşmüştür. Buradan, Tandoğan’dan bir kez daha kayda geçirmek isterim ki Avrupa Birliği’nde ücretlilerin sadece yüzde 9’u, örneğin Almanya’da ücretlilerin sadece yüzde 6’sı asgari ücret almakta, geri kalanı bunun üzerinde ve çok üzerinde maaşlar almaktadır. Hal böyle olunca asgari ücretlinin milli gelirden aldığı pay, OECD ülkelerinde yüzde 55 ve Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 60-70 arasındayken, bu meydanın; ücretlilerin milli gelirden aldıkları pay sadece yüzde 25’tir.”

“AND OLSUN Kİ BİZ KAZANACAĞIZ”

“Almanya’da sosyal demokratlar yüzde 70’e itiraz edip, ‘Bütün varlığın yüzde 70’ini hepimiz, yüzde 30’unu nasıl zenginler alır?’ derken, Türkiye’de yüzde 25’ini bütün ahali, yüzde 75’ini zengin mahallenin çocukları tüketmektedir. Bu haksızlığa isyan ediyorum. 100 liralık milli gelirin her 4 lirasının 3 lirasını milli gelirin zenginlere veren, patronlara veren, yandaş müteahhitlerine veren, yarattığı yeni zenginlere veren ama hepimizi açlığa terk eden bu mesele, dünyadaki eşitsizliklere benzer ama dünyada hiçbir gelişmiş ülkede ya da Türkiye’ye emsal hiçbir ülkede olmayan bir eşitsizlik bu topraklarda vardır. Buna itirazı en üst perdeden yapmak, bugünkü iktidarı koruduğunda kolladığı kesimlerin zenginler olduğunu görmek, bu iktidar değişmeden bu değişim – paylaşım hikayesinin değişmeyeceğini bilmek, onların patronların tarafında, bizlerin ise hep beraber halkın tarafında olduğunu bilmek mücadelenin en büyüğüdür, en onurlusudur. Tarafımız burasıdır. Sayın Erdoğan biz bu meydandayız, sen saraydasın. Biz sokaktayız, sen sırça köşklerdesin. Biz yoksulun, garibanın yanında kol kola onunla mücadelenin içindeyiz, sen bu sömürü düzenini sürdürmenin peşindesin. Ama sana and olsun ki biz kazanacağız, biz kazanacağız.”

“100 BİNLER BÜTÇEYE ‘HAYIR’ DİYOR”

“Kendisine açıkça söylemiştim. ‘Eğer bu sesi duyarsan geçim olur’ demiştim. Duymadı, geçim olmadı. 2025 yılı geçim yılı olmayacağı şimdiden belli. 2025’te bu emekli maaşıyla, bu asgari ücretle, yüzde 12-16 zam yapacakları emekli, memur emeklisinin, işçi emeklisinin maaşlarıyla 12 bin 500 lirayı yapmayı düşündükleri 14 bin lirayla 2025’te geçim olur mu, geçim olur mu? ‘Geçinemem’ diyenler, hükümetin bu bütçesine ‘hayır’ oyu verenler elini kaldırsın. Erdoğan sen bütçeyi Bahçeli ile geçirdin, ama bak 100 binler bu bütçeye ‘hayır’ diyor, ‘hayır’ diyor, ‘hayır’ diyor. İşte bu güzel evler halkın iktidarına kalkacak. Bu güzel eller halkın iktidarını kuracak. Bu güzel eller hakkını söke söke alacak. Hepinizi saygıyla selamlıyorum, kendinizi coşkuyla alkışlayın. Türkiye’nin kurtuluşu bu alkıştadır. Duyun bu sesi. Bu alkış, bir iktidarı gönderen, halkın iktidarını kuran alkıştır. Daha yüksek, daha, daha, daha. Hep birlikte iktidara, iktidara, iktidara. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun.”

itvhaber

Paylaşın:
Etiketler: » » » » » » » » »
#

SENDE YORUM YAZ